Bizim aslında en büyük sorunumuz kendi işimizi yapmayız ama başka bütün işlere burnumuzu sokarız. Bu bilmediğimiz işlere burnumuzu sokunca da adeta çuvallarız.
Farkındaysanız uzun zamandan beri yazı yazmıyorum. Aslında güzel tutturmuştum ‘bana ne’ serisini ama bir süre sonra insan ondan da sıkılıyor. Yani yazmadan olmuyor. Biz yazmayınca da millet meydanı boş buluyor ve sallıyor da sallıyor.
Dedim ya bizim en büyük hastalığımız kendi asli işimizden çok başkasının işlerine burnumuzu sokarız.
U.Ü. Yenişehir İbrahim Orhan MYO’da görevli Doçent düzeyindeki bir öğretim görevlisi de aynen bilmediği işlere burnunu sokmuş ve tabiri yerindeyse resmen çuvallamış.
Aklı sıra herkese yargı dağıtmış. Vermiş almış yani.
Birkaç kişi hariç herkese almış vermiş bay öğretim görevlisi. Festivale takmış örneğin. Yok efendim biber 3 liraymış da festivalin zamanı mıymış şimdi.
Ziraat Odası Başkanına, CHP’ye, İYİ Parti’ye, AKP’ye, Belediye Başkanına, Belediye Meclis Üyelerine boyundan büyük laflar etmiş.
Yine festivale getirmiş lafı işte tam da burada çuvallamanın da ötesine geçmiş. Festival’de bir çok seminer olduğundan söz etmiş ancak, festivalde bir tek panel düzenlendi. Panelistler’de, Prof. Dr. Senih Yazgan, Prof. Dr. Sertaç Dokuzlu ve Doç. Dr. Sevinç Başay; Öğretim Görevlisi Hakan Erdoğan’dı.
Bu değerli panelistlerin her biri Uludağ Üniversitesinin değerli hocalarıydı. Bay öğretim görevlisi anlamsız bir şekilde seminere Yüksek okuldan kimse davet edilmedi diyebiliyor. Halbuki Yüksekokulun müdürü Prof. Dr. Nazmi İzli, Müdür Yardımcısı Öğretim Görevlisi Hakan Erdoğan panelde hazır bulundular. İşin kötüsü bu panelle ilgili okulun internet sitesi olan ‘uludag.edu.tr/ysehirmyo’ bu haber yer almış bile. Ama bay öğretim görevlisi kendi okulunun internet sitesinden bile bir haber.
Düşünebiliyor musunuz Doçent olmuş bir isim okulunun internet sitesinden bir haber yazı yazıyor. Üstelik yüzlerce insanın okuduğu bir gazetede köşe yazısı yazıyor bu bay öğretim görevlisi.
Dedim ya kendi işine aklı ermeyenler başkalarının işine burnunu sokunca ortaya böyle komik durumlar çıkıyor.
Deveye sormuşlar neden boynun eğri diye, nerem doğru ki demiş. Bende yazılan bu yazının neresini düzelteyim şaştım kaldım. Bay öğretim görevlisi ‘Yenişehir’e aidet’i tartışılır bir belediye başkanından ancak böyle bir tavır beklenirdi. Yenişehir de bile oturmayan bir belediye başkanı, bizim sorunlarımızı anlayabilmesi mümkün müdür? Bilemiyorum’ demiş. Beğenirsin ya da beğenmezsin. Ama Yenişehir Belediye Başkanı halkın oyları ile seçilmiş bir belediye başkanıdır. Bu yüzden aidet’i bana göre tartışılmaz. Halkın seçtiği bir insanı böyle suçlamak onu seçen halka hakarettir bana göre. Ayrıca bildiğim kadarıyla da belediye başkanı Yenişehir’de oturuyor yani bu yazılan da gerçeği yansıtmıyor.
Yazının bir kısmında da CHP Belediye Meclis Üyelerine hakaret edilmiş. Hatta iftira atılmış. Bay öğretim görevlisi, ‘CHP’li meclis üyelerine yukarıdan bir üfleme de olmuş olabilir. Bir yerde akçeli iş varsa, mutlaka bir işten kâr sağlayacak birileri de perde arkasında yerini alır….’ Yazmış yazısında. Ne kadar ayıp. CHP meclis üyelerinin hepsini tanırım. İçlerinde sevdiğim isimlerde var sevmediğim isimlerde. Ancak hiç birisinin belediye meclisinde verdikleri oy karşılığında akçeli ilişkilere bulaşacağına asla ihtimal vermem. Böyle bir şey asla ve kat’a olamaz. Bununla ilgili sanıyorum CHP teşkilatı ve meclis üyeleri bir açıklama yapacaklardır. Çünkü resmen kendilerine yapılan ciddi bir suçlama var.
Yazısını şöyle bitirmiş bay öğretim görevlisi, ‘Sonuç olarak bu yazımızı biraz sert yazmış olabiliriz ama insanları uykularından uyandırmak çok da kolay olmuyor.’
Bana göre sert bir yazı değil. Araştırmadan uzak, gerçeği yansıtmayan, insanları zan altında bırakan, öylesine yazılmış bir yazı gibi geldi. Gerçek asla bay öğretim görevlisinin söylediği gibi değil.
Bildiğim kadarıyla aynı zamanda doçent olan bay öğretim görevlisi Ziraat Mühendisi. Ben bunca yıllık gazetecilik yaşamımda kendisini sahalarda hiç göremedim. İlçe tarımına katkısını hiç duymadım. Maşallah doçent olmuş. Bu hızla giderse ve odasından hiç çıkmadan tarım üzerine bir çok makale yazar ve kesin prof. Olur. Olur ama sadece unvan kazanmış olur. Yenişehir tarımına bir kuruş katkısı olmaz.
Sonuç olarak, yazmayayım diyorum yazmayayım diyorum ama biz yazmayınca da meydanı boş bulanlar herkese sallıyor. Bundan sonra yeniden yazmaya karar verdim. Birkaç gün içinde belediyenin 6 ayını değerlendireceğim. Yenişehir’de 6 ayda nelerin yapılamadığını, insanların Davut Aydın’ı mumla aradığını yazacağım. Birkaç gün müsade sadece.
